Organik atık, canlı organizmalardan kaynaklanan ve doğal süreçlerle parçalanabilen atık türüdür. Bu atıklar, bitkisel veya hayvansal kökenli olabilir ve genellikle karbon bazlı bileşikler içerir. Organik atıkların yönetimi, çevresel sürdürülebilirlik açısından kritik öneme sahiptir, çünkü yanlış yönetildiğinde çevre kirliliğine, sera gazı emisyonlarına ve halk sağlığı sorunlarına yol açabilir.
Organik atık, doğada bulunan ve canlı organizmaların kalıntılarından veya yan ürünlerinden oluşan atıklardır. Başlıca kaynakları şunlardır:
Organik atıklar, yapılarına ve özelliklerine göre farklı türlere ayrılabilir:
Organik atıkların kontrolsüz bir şekilde doğaya bırakılması veya uygunsuz depolanması ciddi çevresel sorunlara yol açabilir:
Organik atık yönetimi, atıkların çevreye zarar vermeden toplanması, taşınması, işlenmesi ve bertaraf edilmesini kapsayan bir süreçtir. Etkili bir organik atık yönetimi, doğal kaynakların korunmasına, enerji üretimine ve toprak verimliliğinin artırılmasına katkıda bulunabilir. Başlıca organik atık yönetimi yöntemleri şunlardır:
Kompostlama, organik atıkların kontrollü koşullarda ayrıştırılarak humusa benzer bir madde olan komposta dönüştürülmesi işlemidir. Kompost, toprak iyileştirici olarak kullanılabilir ve bitki beslenmesini destekler. Evsel ölçekte veya endüstriyel ölçekte yapılabilir.
Biyogaz üretimi, organik atıkların oksijensiz ortamda (anaerobik) ayrıştırılması sonucu metan ve karbondioksit içeren bir gaz karışımı olan biyogaz'ın elde edilmesidir. Biyogaz, enerji üretimi (ısıtma, elektrik üretimi) için kullanılabilir. Ayrıca, anaerobik sindirim sonucu elde edilen sindirilmiş (digestate) madde, gübre olarak kullanılabilir.
Solucan gübresi (vermikompost), organik atıkların solucanlar tarafından sindirilerek yüksek kaliteli bir gübreye dönüştürülmesi işlemidir. Solucan gübresi, bitki büyümesini teşvik eder, toprak yapısını iyileştirir ve su tutma kapasitesini artırır.
Bazı organik atıklar (örneğin, gıda işleme atıkları), uygun şekilde işlendikten sonra hayvan yemi olarak kullanılabilir. Bu, atıkların değerlendirilmesine ve yem maliyetlerinin düşürülmesine yardımcı olur. Ancak, bu yöntemde hayvan sağlığı ve gıda güvenliği konularına dikkat edilmelidir.
Organik atıkların geri dönüşümü ve değerlendirilmesi, atıkların ham madde veya enerji kaynağı olarak kullanılması anlamına gelir. Bu, doğal kaynakların korunmasına, atık depolama alanlarının doluluk oranının azaltılmasına ve sera gazı emisyonlarının düşürülmesine katkıda bulunur. Kompostlama, biyogaz üretimi ve solucan gübresi (vermikompost) gibi yöntemler, organik atıkların geri dönüştürülerek değerli ürünlere dönüştürülmesini sağlar.
Organik atıkların azaltılması, atık oluşumunu kaynağında önlemeyi veya azaltmayı amaçlayan bir stratejidir. Bu, gıda israfının önlenmesi, ambalaj kullanımının azaltılması, bilinçli tüketim alışkanlıklarının geliştirilmesi ve organik atıkların ayrı toplanması gibi önlemlerle sağlanabilir.
Türkiye'de organik atık yönetimi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmalarla geliştirilmektedir. Özellikle belediyeler, evsel organik atıkların toplanması, ayrıştırılması ve işlenmesi konusunda önemli rol oynamaktadır. Kompostlama tesislerinin kurulması, biyogaz üretiminin teşvik edilmesi ve organik tarımın desteklenmesi gibi uygulamalar, organik atık yönetimi stratejilerinin bir parçasıdır.
Organik atık yönetimi, uluslararası düzeyde de çeşitli düzenlemeler ve anlaşmalarla desteklenmektedir. Avrupa Birliği Atık Çerçeve Direktifi, atık hiyerarşisi (önleme, yeniden kullanım, geri dönüşüm, enerji geri kazanımı, bertaraf) ilkesini benimsemekte ve üye ülkeleri atık yönetiminde daha sürdürülebilir yaklaşımlar benimsemeye teşvik etmektedir. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) arasında yer alan "Sorumlu Üretim ve Tüketim" hedefi, atık miktarının azaltılması ve atıkların etkin bir şekilde yönetilmesi konularına odaklanmaktadır.